AFET DURUMLARINDA EMZİRMENİN ÖNEMİ
İnsanlar için fiziksel, ruhsal, ekonomik ve sosyal açıdan birden çok kayıp ve zarara neden olan toplumların normal yaşam standartlarını kısa veya uzun süreli kesintiye uğratan olaylara “afet” denilmektedir. Zarar gören gruplar içinde bebeklerin de olduğunu biliyoruz, afetlerin zararlarını anlayabilecek olgunlukta olmadıkları ve dünya yaşamını yeni kavradıkları için toplumun en kırılgan ve savunmasız kısmını oluşturuyorlar. Etkilenen bebekler bu durumda özel ilgi ve temel ihtiyaç karşılanması konusunda en önde gelmektedir. Bebekler mümkün olacağı sürede anneleriyle bir arada kalmalı ve mevcut en uygun beslenme seçeneğini uygulamak için ihtiyaç duydukları desteği almalıdır. Afet durumlarında artan enfeksiyon, salgın gibi durumlara karşı da en savunmasız grubu oluşturdukları için temel ihtiyaç olan beslenmenin gerçekleştirilmesi ile bu tür durumların bir nebze önüne geçilebilir.
Beslenme şekline gelecek olursak Anne sütü, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun besindir. Anne sütü canlı hücreler, hormonlar, aktif enzimler, antikorlar ve en az 400 diğer benzersiz bileşen içeren dinamik bir besindir. Bebek her anne sütü aldığında aktif bağışıklık ve hastalıklara karşı koruma sağlanmış olur. Afet durumlarında psikoloji olarak etkilenen annelerin emzirmeye teşvik edilmesi çok önemlidir çünkü anne sütünün meme ucuna inmesi, stresten etkilenebilir ancak üretimi etkilenmez. Bu iki süreç tamamen farklı hormonlar tarafından kontrol edilir. Emzirme, oksitosin (süt indirme hormonu diyebiliriz) salınmasını artırarak sütün meme ucuna inmesini sağlar. Araştırma sonuçlarına göre, emziren annelerin strese duyarlılıkları daha azdır. Anneleri emzirmeye teşvik etmek, stres seviyelerinin azalmasına dolayısıyla da bebeklerin de temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olur. Biberon ve formül ile beslenmenin riskleri; hijyenik olmaması, kalabalık, sınırlı su ve yakıt erişimi nedeniyle önemli ölçüde artmıştır. Emzirmenin önemi afet durumlarında çok daha fazladır çünkü anne sütü, bebek ve küçük çocuklar için ulaşılması mümkün tek sürdürülebilir besin olabilir.
Gıdasız kalan kadınlar yeterince süt üretemezler, memeden kestikten sonra geri dönüş yoktur, mama formüller afet durumlarında bir gerekliliktir gibi toplumda doğru bilinen yanlışlar mevcut.
Gerçek anlamda süt üretiminin YETERSİZ olduğu durumlar nadirdir durumu yanlış yönlendirme ve bu konuda eğitim almamış olmak bu düşünceyi kanıtlar nitelikte olmuştur. Anne sütü üretimi, çok eksik beslenen kadınlar dışında (tüm kadınlar içinde sadece %1) kalite ve miktar açısından koşullardan etkilenmez. Eksik beslenme durumunda asıl zorlanan kişi annedir, bebek değildir. Bunun çözümü de, bebeği değil, anneyi beslemektir. Annenin beslenmesini sağlayarak hem anneye hem bebeğe yardım etmiş ve hiçbirine zarar vermemiş olursunuz.
Emzirmeyi bırakmış bir anne TEKRAR emzirebilir. Meme ucunun yeterince uyarılması ve sütün sağılması halinde, kadınlar tekrar süt üretimine ve emzirmeye başlayabilir bu durumda doğru bilinen yanlışlar arasındadır.
Anne ve bebeğin ayrı olduğu, annenin kaybedilmesi durumlarında da sütannelik veya mamaya başvurulabilir.
BİR YAŞAM İKSİRİ, ANNE SÜTÜ MUCİZESİ
BEBEKLERİMİZİ BU MUCİZEDEN MAHRUM BIRAKMAMALIYIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder