Post Top Ad

Your Ad Spot

25 Ara 2022

Obstetrik Şiddet

                                                                 Obstetrik Şiddet

   Obstetrik Şiddet ilk kez 2007 yılında Venezuela’da tanımlanmıştır ve doğum sürecindeki kötü  muamele terimini kapsayan bir dizi şiddet türünü içermektedir. Yapılan tanımdan sonra obstetrik şiddetin birçok farklı tanımı ortaya çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obstetrik şiddeti, saygısız kötü muameleyi, fiziksel ve sözlü tacizi, bakım ve ilaç reddetmeleri, zorlayıcı veya onaylanmamış tıbbi prosedürleri insan hakları ihlali olarak tanımlamıştır. Literatüre bakıldığında ‘Cinsiyete özgü bir şiddet’ olarak göze çarpmaktadır. Bowser ve Hill, doğum sürecindeki obstetrik şiddeti fiziksel istismar, rızasız bakım, mahremiyetsiz bakım, onursuz bakım, ayrımcı bakım, ihmal edilmiş bakım ve sağlık merkezinde alıkonma olmak üzere yedi kategoride tanımlamıştır. Bu kategorilere bakıldığında:

Rızasız Bakım

Rızasız bakım, bakım verilen bireye uygulamaya ilişkin bilgi verilmemesi, onam alınmadan uygulama yapılmasını içermektedir.

Onursuz Bakım

Onurlu bakım herhangi bir farklılıktan bağımsız olarak, bir kişinin öz saygısını destekleyen ve teşvik eden ve baltalamayan herhangi bir ortamda verilen bakımın türü olarak tanımlanmaktadır.

Fiziksel Taciz

Kadınlar tarafından fiziksel taciz kapsamında en sık vajinal muayene, kristeller manevrası (Fundal bası) ve anestesiz yapılan epizyotomi dile getirilmiştir. 

İhmal Edilmiş Bakım

Anne-bebek bağlanmalarına izin verilmemesi ve emzirmeye başlama konusunda destek verilmemesidir. 

Mahremiyetsiz Bakım

Yapılan çalışmalarda, doğum sürecinde yapılan muayenelerin mahremiyet korunmadan (koridorda, kalabalık doğum odalarında vb.) yapılması ve birçok kişi tarafından uygulanması nedeniyle zedelendiği belirtilmektedir.

Ayrımcılık İçeren Bakım

Bakım alma sırasının ve kalitesinin kişiye göre değiştiği belirtilmiştir.


   Her bireyin eşit ve saygılı bakım hakkı vardır. Son yıllarda yapılan müdahaleler kadın vücudunun tıbbileştirilmesiyle anne ve bebeğe ilişkin gereksiz müdahaleleri içeren önemli değişikliklere maruz kalmıştır. Verilen bakım, fizyolojik bir süreç olarak değil patolojik bir süreç olarak ele alındığı için aşırı kontrol ve iyileşme gerektirdiği perspektifiyle arızalı bir cismi tedavi etmeyi amaçladığı bir olgu olmuştur. Bu bakım kadını ikinci plana atmaktadır. Böylece verilen bakımın kalitesi düşmekle beraber kadına yapılan ihmal, istismar ve şiddet prevelansları artmaktadır. Obstetrik şiddet ile ilgili sağlık müdahalelerinin çoğu normalleştirilmiştir; bu nedenle sağlık profesyoneli bir kadına şiddet uyguladığının farkında bile olmayabilir.  Konu hakkında daha fazla çalışma yapılması sağlık profesyonellerinde bilinç oluşturacaktır. Empati duygusunun geliştirilmesi, kazanılması obstetrik şiddetin önüne geçilmesinde ilk adım olabilir. Bakım ve hizmet verenlerin birey odaklı (insan) hareket etmesi obstetrik şiddet başta olmak üzere pek çok sorunun çözümü olabilir







Mena-Tudela, D., Cervera-Gasch, A., Alemany-Anchel, M. J., Andreu-Pejó, L., & González-Chordá, V. M. (2020). Design and validation of the PercOV-S questionnaire for measuring perceived obstetric violence in nursing, midwifery and medical students. International journal of environmental research and public health17(21), 8022.

Zehra, K. A. Y. A., & ŞAHİN, N. H. Kadınların obstetrik şiddet deneyimleri: Sistematik derleme. Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi14(3), 509-519.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar