Post Top Ad

Your Ad Spot

16 Ara 2022

NEDEN KORKARIZ DEĞİŞİMDEN?

Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını demiş Şems-i Tebrizi. Bu söz ilk duyduğum andan itibaren aklımın köşesinde iyi bir yer etti. Sanırım bir taşla iki kuş vurup aynı anda hem değişimin pozitif olma ihtimalinden hem de değişimden duyulan insansı korkuya değindiği için.

Neden korkarız değişimden , düzenin bozulmasından? Üstelik o düzen ağır aksak işleyen paslı çarklardan ibaretken bile. Çünkü insan beyni alışkanlıklarını ,rutinlerini sevmeye programlanmıştır.



Maruz bırakılma etkisi (Mere exposure effect)Peki nedir bu etki? Kısaca ,insanların bir uyaranı tercih etme sebebinin ona maruz kalmalarından kaynaklandığını söyleyen psikolojik bir olgu. Yani bu olguya göre bir şeye ne kadar aşina olursak onu o kadar sevmeye dolayısıyla o kadar tercih etmeye başlıyoruz. Araştırmacılar bu etkinin algısal akıcılıktan kaynaklandığını söylüyorlar. Beyin, öncesinde işlediği bir veriyi yeni veriye kıyasla daha kolay algıladığı için fazla efor sarf etmemize gerek kalmadan nedir , ne değildir kolay bir şekilde anlayabiliyoruz. Üzerine biraz düşününce tüketim alışkanlıklarımızın bu olgunun üzerine inşa edildiği kafada iyice netleşiyor. Müzik zevkinden modaya hayatımızın büyük bölümünü oluşturan hızlı tüketim ürünlerine kadar çoğu tüketim seçimi buradan temelleniyor. Örneğin bir müzik türünü yeteri kadar dinledikten sonra daha doğrusu bize yeteri kadar dinletildikten sonra😅bakmışız en çok dinlediğimiz müzik türü Türkçe rap olmuş. Başka bir perspektiften bakınca da koskoca reklam sektörü bu konsepti insanlara bir şeyler satmayı akıl edebilmiş insanların kurgusundan oluşuyor .Televizyon ,billboard gibi araçlarda gördüğümüz reklamlar biz tüketicileri bilincimiz dışındaki şeyleri beğenmeye ve onaylamaya sevk ediyor.

Hadi bu sektörleri anladık peki ya insanlar ?Sırf birini daha çok gördü diye daha çekici bulabilir mi ?Araştırmalara göre evet .Pittsburgh Üniversitesi bu konuyla ilgili bir deney yapıyor 1990 senesinde(literatürde yeni sayılır.)

Dış görünüşünde olağandışı farklılık olmayan dört kadın dönem boyunca belli aralıklarla 200 kişilik bir sınıfın dersine giriyor .Sırasıyla 15,10,5,0 derse giriyorlar ve dönem sonunda öğrencilerden kadınların çekiciliklerinin puanlanması isteniyor .Öğrenciler en yüksek puanı 15 derse giren yani en çok katılan kadına veriyorlar .Bu da bize bir şeye daha çok maruz kalmanın onu daha çekici kıldığını gösteriyor .Ancak bu durumun istisnaları var.

Şimdi gelelim bu etkiyi etkisiz kılan durumlara .Yine araştırmalara göre bir uyaranla ilgili ilk izlenimimiz halihazırda negatifse ona daha fazla maruz kalmak onu daha da negatife götürüyor .Belki de bazı reklamların bizde antipati yaratmasının nedeni budur zaten en başta kafamızda negatif bir yankı uyandırması .En başta nötr olduğumuz durumlarda ise uyarana maruz kalmak izlenimimizi iyileştiriyor ,pozitife götürüyor ve uyarana karşı duyduğumuz güveni artırıyor .Tüm bu olaya evrimsel psikoloji perspektifinden bakarsak aslında her şey yine temel hayatta kalma içgüdülerine dayanıyor .Beynimiz bir şeye defalarca maruz kalmasına rağmen o uyarandan tehdit almıyor ve bu da beynimizin o uyarana güvenlidir damgası yapıştırması için yeterli oluyor .Bu şekilde damgalanan uyaranlar kümesiyse genel güvenliğimizi tehdit etmeyecek dış uyaranlar kümesini oluşturuyor ve bunlarla mutlu mesut yaşıyoruz🤩 tabii konfor alanımızın elverdiği ölçüde çünkü beynimiz güvenlidir damgası yapıştırdığı uyaran haricinde bir şeyle karşılaşınca beynimiz bunu potansiyel bir tehdit unsuru olarak algılıyor ve bizi koruma moduna alarak uyarandan uzaklaştırıyor çünkü beynimiz bunun bizim için iyi olup olmadığını henüz bilmiyor .Bu bir müziği ilk kez dinlemek , yabancı bir ülkenin mutfağından ilk kez yemek yemek , yeni bir dil öğrenmek olabilir .Bu da doğal olarak değişimin getirdiği yenilikleri kaçırmamıza ve rutinimizde kalmamıza neden oluyor .Buna hepimizin yakından tecrübe ettiği COVID-19 ve akabinde değişen dünya düzeni örnek olabilir .Beyin bu düzene adapte olmaktansa eskiye dönmeyi bin kere tercih ediyor aslında o düzen verimli işlemiyor olsa bile.

 

Tüm bu yazıyı bir sonuca bağlayacak olursam , belki de yeni bir normale yelken açtığın şu günlerde karşına başka bir ihtimal başka bir yol çıkarsa hemen panikleme belki bu yeni şey hayatını alt üst edecek ama nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?

 

 

 

 Kaynakça

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Top Ad

Your Ad Spot

Sayfalar