Neden hep geçmişe takılır kalırız?
Zaman zaman durup herkes bu sorunun cevabını vermeye çalışmıştır kendine.Ama çeşitli iç ses savaşları sonucunda cevaba ulaşamamıştır pek çoğumuz. Sahi geçip gideni neden bu kadar umursarız? Geri dönüşü olmayan, değiştirilrmeyen zamanı neden düşünmeye devam ederiz?
Geçmişi düşünürüz çünkü şu anın ve geleceğin aksine ne olduğunu her şeyiyle biliriz ve tanırız. Geçmişi düşünürüz çünkü en kolayı budur;bildiğin şeye kafa yormak. Geçmişi düşünürüz çünkü bu oturup geçmişteki kendimizle bir kahve içmek gibidir. Her şeyi konuşuruz kendimizle, başkalarıyla konuşamadığımız her şeyi. Geçmişi düşünürüz çünkü öncesinde düşündüğümüz farklı ihtimaller silsilesinden bir tanesi gerçekleşmiştir. Kendimizi ya şu noktada şöyle yapsaydım, şunu değiştirseydim devamında ne olurdu diye düşünmekten alıkoyamayız. Halbuki ne olurdu diye düşünmenin bize bir faydası yoktur çünkü olan olmuştur ve zaman makinemiz olmadıkça durumu değiştiremeyiz. Geçmişi düşünürüz çünkü geçmişte bazı pişmanlıklar, bazı iyi ki'ler ve çıkarılan dersler vardır.Geçmişi düşünürüz çünkü geleceğe uzak hissettiğimiz kadar geçmişe bağlıyızdır. Geçmişi düşünürüz çünkü geçmişte bazı iyi anılarımız vardır ama yine de kötü anıları yad etmeyi tercih ederiz anlamsızca. Sahi bunu neden yaparız? Bu da ayrı bir soru,ayrı bir münakaşa.
Demem o ki istesek de istemesek de geçmişi hep düşünürüz. Benim tavsiyelerim mümkün olduğunca iyi anları yad etmek, elimizden geldiğince pişmanlıklardan ders çıkarıp onlarla vedalaşmak, kaybettiklerimize değil kazandıklarımıza odaklanmak, geçmişteki ihtimaller silsilesinin içinde boğulmak yerine gelecek kararlarda en iyiyi seçmeye çabalamak, kaybettiğimiz insanları iyi anlarıyla kalbimizde taşımak ve hep yüzümüzün gülmesini sağlamaya çalışmak.
Geçmişte takılı kalmayıp umut dolu gelecek hayallerinde mutlu olmanız dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder